Benim Sitem

Türkiye Lazistanı

Osmanlı Devleti

Fatih Sultan Mehmed, 26 Ekim 1461 tarihinde Trabzon'u fethedip Osmanlı Devleti topraklarına katmıştır. Trabzon'un doğusunda 1204 yılında kurulan Théme De Grand Lazia yani Lazia Teması 'nın bir kısmı Osmanlı Devleti'ne katılmıştır. Kimi kaynaklara göre Atina’daki (Pazar) Melyat Deresi'ne kadar, kimi kaynaklara göreyse Viǯe sahasına kadar olan bölge Osmanlı Devleti egemenliğine girmiştir. Osmanlı Devleti baskısı dışında kalan Laz toprakları ise Gürcülerin yönetiminde kalmıştır. Bir kısım Laz toprakları Guria, İmereti ve Samtskhe arasında kalmıştır. Büyük kısmı Samtskhe (Ahıska)'de kalmıştır. Ancak Yavuz Sultan Selim Trabzon valisi iken birçok akımlar yaparak Gonio’ya (Gönye) kadar yayılmış Batum kapılarına dayanmıştı. Ama karşısında Laz feodal komutanı Ǩaxaber Gurieli'yi (Guryalı Kahaber) bulur. Yavuz Sultan Selim’e karşı savaşan Laz halkına komutanlık eden Ǩaxaber birçok kez Osmanlı kuvvetlerini Lazistan’da(Ç’aneti) mağlup eder. Ancak Trabzon valisi Yavuz’un yeniçerileri karşısında Lazların yapacağı pek de bir şey yoktur. Nihayetinde Ǩaxaber öldürülür, Osmanlılar ancak Ǩaxaber’in ölümünden sonra Lazistan’a girmeye muvaffak olurlar. Yavuz Selim Trabzon’dan hareketle, Melo’ya gelir. Melo’dan savaşa savaşa Arkabi, Viǯe, Atina, Xopa, Gonio, Batumi, Çxala, Perlevani, Noğedi, Sarpi kent ve köylerini abluka altına alır. Savaş aralıksız üç ay sürer, Lazların erzakları tükenir. Laz askerlerin yaklaşık 3/4'ü Osmanlılarca öldürülür ve direniş kırılır. Nihayetinde Lazlar teslim olur ve Trabzon’un işgaliyle başlayan Lazistan’ın Osmanlılarca kuşatılması tamamlanır.
 

Türkiye

1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonucunda, yerlisi oldukları bölgelerin ve Batumi'nin Rusların eline geçmesinden sonra, Müslüman Lazların bir kısmı Osmanlı topraklarına kitlesel olarak göç etti ve İzmit Sancağı içinde bulunan bölgelere yerleştirildiler. Osmanlı-Rus savaşlarında Laz gönüllüler Ruslara karşı Osmanlıların safında savaşmışlardı. 16 Mart 1921 Moskova Antlaşması üzerine de bir kısım Müslüman Laz yine Türkiye'ye göç etmek zorunda kalmıştır.

Lazların, küçük kayıklarıyla olan denizcilik faaliyetleri, Türkiye'nin Kurtuluş Savaşı sırasında oldukça önemli bir yere sahiptir. Büyük miktarda silah ve mühimmat Batumi'den Samsun'a Laz takalarıyla getirildi. Lazlar da, diğer Osmanlı tebaaları gibi, Cumhuriyetin kurulmasında fedakârlıklarda bulundular, emek verdiler.

1920’de, Doktor Abidin Bey (Atak), Esat Bey (Özoğuz), İbrahim Şevki BeyNecati Bey (Memişoğlu), Osman Bey (Özgen) ve Ziya Hurşit Bey, Lazistan milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne katıldılar.
 

I. Dünya Savaşı Sonrası ve TBMM Dönemi

Sevr Antlaşması'na göre Gürcistan'a katılacak Lazistan Sancağı'nın sınırları

1914’te I. Dünya Savaşı'nın çıkmasıyla Anadolu işgale uğrar. İtilaf Devletleri Anadolu’yu bütün olarak yutmayı hedefliyorlardı. Ancak Amerika Birleşik Devletleri başkanı Wilson‘un ilkeleri emperyalist güçleri müşkilat altına soktu. Wilson’a göre her ulus kendi kaderini tayin etme hakkına sâhipti. Hangi millet nerede çoğunluktaysa orası o milletin olacaktı. Âdil olan bu plân çerçevesinde, Wilson bir harita çizdi.Haritaya göre, Anadolu’nun doğusunda üç yeni devlet kurulacaktı. 1- Kürdistan, 2- Ermenistan, 3- Lazistan. Lazistan’ın sınırları, Hopa’dan başlayarak Trabzon’un Akçaabat Limanı’nı da içine alan sâhil şeridinden oluşuyordu.[11][12]

Batum Lazistan’ın içinde değildi. Çünkü Batum jeopolitik öneminden dolayı İngiltere tarafından işgal edilmişti. Batum vilayeti o zamanlar Artvin’in kuzey kısmını da içine almaktaydı. İngiltere-Fransa ikilisi ile Amerika arasında ayrıklık yaşandı ve Amerika savaştan çekildi. Bunun üzerine emperyalist devletler yeni bir paylaşım planı hazırlarlar.Sevr Antlaşması ileAnadolu coğrafyası yeniden şekillendirilir. Sevr görüşmeleri esnasında Gürcistan Demokratik Cumhuriyeti Wilson’un bağımsızlık öngördüğü Lazistan’ı kendisine bağlamak istiyordu.[13]

Bu yüzden Gürcistan Rize ve çevresinde parayla tuttuğu adamlarca Lazistan Selamet-i Milliye Cemiyeti'ni kurturur.[14] Cemiyetin tek amacı vardı: Lazistan’ı Gürcistan’a bağlamak.[14] Sevr’de bu görüş emperyal ülkelerce kabul gördü ancak Ermeniler dış dünyayla iletişim kurmak istiyorlardı. Bu yüzden denize açılacakları bir limana ihtiyaçları vardı. İtilaf Devletleri de Trabzon’u Lazistan’dan koparıp kurulacak olan sözde Ermenistan’a bağlamaya karar kılarlar.

Ancak “Lazistan Havâlisi Âdem-i Milliye Cemiyeti” ile karşı çıkarlar. Trabzon’da kurulan Trabzon Muhafaza-i Hukkuk Cemiyeti’ne katılarak, Kurtuluş Savaşı'nda yararlılık göstermiş ve I. TBMM’de Batum’u ve Lazistan Sancağı'nı temsilen mebuslar mecliste yer almıştır. Kazım Karabekir Paşa’nın ordusu ise Batum’a kadar olan bölgeyi almıştır. Ancak Ankara hükümeti Kars Antlaşması ile Batum'u Gürcistan’a garantörlük şartıyla bırakmak zorunda kalır. Akabinde Gürcistan, Sovyet işgaline uğrar ve sorun Sovyetler Birliği ve Türkiye arasında imzalanan yeni bir antlaşma ile kesin çözümle neticelendirilir.[15]

1920’de, Doktor Abidin Bey (Atak), Esat Bey (Özoğuz), İbrahim Şevki BeyNecati Bey (Memişoğlu), Osman Bey (Özgen) ve Ziya Hurşit Bey, Lazistan milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne katıldılar.

1921 yılında Lazistan Sancağı'nın büyük bölümü Türkiye, küçük bölümü Gürcistan sınırları içinde kaldı. Gürcistan sınırı içinde kalan topraklar (Acaristan), halk oylaması sonucu Gürcistan'a bağlanmıştır. Buna karşılık, Lazistan, Trabzon vilayetinin sancağı oldu. 1925’te Lazistan Sancağının yerine Rize ili kuruldu.

Cumhuriyet döneminde, Kürdistan gibi, diğer bütün etnik takılarla oluşturulan yerel adlarla birlikte "Lazistan" da resmi kullanımdan kaldırıldı ve söz konusu bölgecoğrafi yön isimleriyle adlandırılmaya başlandı.


 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol